Kayıtlar

2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

THE HEIRESS (1949)

Resim
Uzun zamandır beni etkileyecek, üzerinde düşündürecek bir film arıyorum ama yok. Çoğu; içi boş ve zaman geçirmek için sunulmuş, izledikten birkaç saat sonra unutulmak için tasarlanmış gibi ne yazık ki. Fakat beklemediğim bir anda böyle bir filmle karşılaştım. Aslında beklememek benim hatam oldu çünkü yönetmen koltuğunda usta isim William Wyler varsa; kesinlikle dikkat kesilmesi gereken bir yapım vardır ortada. Filmimizin ismi The Heiress. Başrollerinde, Snake Pit ile beni oldukça şaşırtan Olivia de Havilland ve Montgomery Clift bulunuyor. Hikayenin kahramanları, çekingen, sönük ve gösterişsiz kızımız Catherine (Olivia de Havilland ) , onun bu vasıflarını (hatta vasıfsızlığını) her fırsatta yüzüne vuran babası Dr. Sloper (Ralph Richardson) , Catherine'e karşı saf ve çıkarsız bir aşk beslediğini iddia eden yakışıklı ancak meteliksiz Morris (Montgomery Clift) ve Catherine'in destekçisi, mutluluğu için çabalayan halası Lavinia (çok sevdiğim Miriam Hopkins ). Konu istes

Sinemada "Bakış"

Resim
Bazı sahneler var, bazı anlar var; sayfa sayfa yazıdan, uzun uzun konuşmalardan, seslerden ve sözlerden daha ağır, daha vurucu ve unutulmaz. Hadi bazılarını hatırlayalım: - Man on the Moon / 1999 / Jim Carrey Film; "komedyen mi desem; aslında tam olarak komedyen değil, yok yok nevi şahsına münhasır demeliyim ama o da yetmez ki" şeklinde anlatmak için seçeceğim kelimelerde zorlandığım, Andy Kauffman'ın hayat hikayesi. Kendisi özetleyecek olursam "herkesi trolleyen adam" Yani hayatı boyunca "-mış gibi" yaparak (ya da -mış gibi yaptığını düşündürerek) gülüyor-güldürüyor. Fakat gün gelip hayat ona son ve en büyük şakasını şu yukarıda gördüğünüz anda yapıyor. (Şu an için döktüğüm gözyaşının haddi hesabı yok!) - Philadelphia / 1993 / Tom Hanks Öncelikle şunu belirtmek istiyorum ki; Tom Hanks sen nasıl bir insansın ?! Sen nasıl bir şeysin ki bir bakışınla dışlanmışlığı, çaresizliği, umutsuzluğu, hayal kırıklığı

İsmi yeter: Rebecca

Resim
Rebecca, Alfred Hitchcock' un En iyi Film Oscar ödülünü kazanan ilk ve tek, İngiltere'den sonraki dönemde çektiği ilk filmi olarak; filmografisinde enteresan bir yere sahip. Benim için çok daha enteresan... Dün gece rüyamda, yeniden Manderley'e gittiğimi gördüm.. Genç bir kadının sesinden dinlediğimiz bu kelimeler ve tuhaf, tekinsiz bir karanlıkta ilerleyen kameramız. O ağaçların yarattığı gölgeler ve sis, insanı nasıl da rahatsız eden bir görüntü oluşturur. Devamında ilerleyen hikaye, soğuk bir genç adam ve ismini bile öğrenemediğimiz ürkek bir genç kadın. Kadın çekingen, adam gizemli. Bu iki insan birkaç buluşmadan sonra evlenmeye karar verir ve isimsiz kahramanımız Mrs.de Winter olarak kendine bir kimlik edinir.  Asıl hikaye bundan sonra başlar. Manderlay'e giden yolda.  Mrs. Winters burada yepyeni bir isimle karşılaşacaktır: Rebecca. Bir filmi korkutucu yapan nedir? Onda ne olmalı ki insanlar bu filmi izlerken tedirgin olmalı, gerilmeli? Kan mı

Efsaneler Asla Ölmez / Elvis Presley

Resim
Bir gün Elvis Presley hakkında uzun uzun yazmak istiyorum; ama bugün, sadece dinlemek..

Mad Max Fury Road ve Mad Max Serisi

Resim
Kıyamet sonrası filmleri ile aranız nasıldır? Kötüyse de merak etmeyin, bu seri fikrinizi değiştirebilir! Mad Max / 1979 Mad Max efsanesi George Miller'ın elinde 1979 yılında vizyona giren ilk filmi ile doğdu. Bu ilk filmin; polis memuru Max Rockatansky ve yozlaşmaya yüz tutan toplum ışığında ilerleyen; post apokaliptik bir film edasındansa iyi bir yol-intikam-aksiyon melezi olarak göze çarpan bir yapısı vardı. Tabii aynı zamanda dünyaya "Mel Gibson" isminde genç ve karizmatik bir yetenek sunmuştu. Mad Max: The Road Warrior / 1981 İkinci filme gelecek olursak Mad Max: The Road Warrior (ki favorim olur) Dostum! Bu ne çılgınlık! Bu anti kahramanlık! Bu her parçasından punk akan kostümler! Bu delirmiş insanlık! Çılgınlığının sonunda dünyanın sonunu getirmiş insanlık! Mad Max efsanesi varsa ve bu efsanenin kabuğu içinde bir felsefe saklı ise bu film odur. Bu film çekirdektir, dünya için magmadır, atom için protondur! Kısacası bu filmi izlemeden

Klasik Sinema: Yönetmenler, Oyuncular

Resim
İlk yazı, ilk deneyim en sevdiklerimden gelsin o zaman :) Bir anlık düşünceyle başladığım "blogger"lık maceramda ilk düşündüğüm konu elbette "sinema!" 2sn sonrasındaysa "kült ve klasik filmler" oldu. Tabii günümüz klişelere sıkışmış sinema dünyasından çıkıp klasik sinema deryasının içine düşen bir insanın yeni yönetmen, oyuncu  hazinesini keşfetmesi de uzun sürmüyor! O halde ilk yazım bu sinema emekçilerine gelsin, en sevdiğim, hayran olduğum beni büyüleyen klasik sinemanın unutulmaz yıldızları ve yönetmenleri.. Ee sinema kolay iş değil, sinemayı sanat yapanların hiç değil! Benim favorilerim şöyle: Yönetmenler: Alfred Hitchcock, Orson Welles, Billy Wilder, Akira Kurosawa, William Wyler, Joseph L. Mankiewicz, Charles Chaplin, Fritz Lang , Stanley Kubrick, John Huston ... Bir efsane: Orson Welles Oyuncular: Audrey Hepburn, James Dean, Paul Newman, Fredrich March, James Stewart, Grace Kelly, Joseph Cotten, Bette Davis, Dwight Frye, In